LinkedIn, profesyonel ağını büyütmek ve kullanıcı etkileşimini artırmak için son yıllarda sık sık algoritma güncellemeleri yapıyor. Ancak son dönemde dikkat çeken durum, özellikle içerik üreticilerinin ve profesyonellerin, paylaşımlarındaki erişimin tutarsızlaşması ve etkileşimlerin dalgalanması oldu. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: LinkedIn algoritmasında neler oluyor?
LinkedIn Algoritması Nasıl Çalışıyor?
LinkedIn algoritması temel olarak kullanıcıların ilgi alanlarına, bağlantılarına ve etkileşim alışkanlıklarına göre içerik sıralaması yapıyor. Akışta gördüğünüz içerikler; beğenileriniz, yorumlarınız, takip ettiğiniz kişiler, dahil olduğunuz gruplar ve bulunduğunuz sektörle doğrudan ilişkili.
LinkedIn, paylaşılan her gönderiyi birkaç aşamalı bir filtrelemeden geçiriyor:
- İçerik sınıflandırma: Metin, görsel, video, makale veya dış bağlantı gibi formatlara göre kategorize edilir.
- Kalite kontrolü: Spam, düşük kaliteli içerik veya topluluk kurallarına aykırı paylaşımlar otomatik sistemlerce elenir.
- İlk etkileşim testi: Gönderi önce küçük bir kullanıcı grubuna gösterilir ve aldığı ilk etkileşimlere göre daha geniş kitlelere açılıp açılmayacağına karar verilir.
- Kişiselleştirilmiş dağıtım: Benzer ilgi alanlarına sahip, aynı sektörde çalışan veya aynı konulara ilgi gösteren kullanıcılara öncelik verilir.
Son Dönemde Neler Değişti?
Son güncellemelerle birlikte LinkedIn, kullanıcıların akışında öne çıkan içerik türlerini ve önceliklendirme mantığını yeniden şekillendirdi. Özellikle “kişisel deneyim” içeren paylaşımlar ile “profesyonel rehberlik” sunan gönderiler arasında denge kurulmaya çalışılıyor.
Bir süre boyunca kişisel hikâyeler ve duygusal içerikler çok daha fazla etkileşim alırken, bu durum platformun profesyonel kimliğinin tartışılmasına neden oldu. LinkedIn, gelen geri bildirimler doğrultusunda, daha fazla uzmanlık odaklı ve değer katan içerikleri öne çıkarmaya yönelik ince ayarlamalar yapıyor.
Bağlantılar, Takipçiler ve “İlgili” İçerik Dengesi
LinkedIn akışında gördüğünüz içeriklerin önemli bir kısmı doğrudan 1. seviye bağlantılarınızdan geliyor. Ancak takip ettiğiniz içerik üreticilerinin paylaşımları, sektörünüzle alakalı gönderiler ve LinkedIn’in “ilginizi çekebileceğini düşündüğü” önerilen içerikler de akışınızda yer alıyor.
Algoritmanın son dönemde daha fazla denediği strateji ise şunlar:
- Paylaşımları yalnızca bağlantılarınıza değil, o konuyla ilgilenebilecek daha geniş kitlelere açmak.
- Uzun yorum zincirleri oluşan gönderileri, tartışma ortamı yarattığı için daha fazla kişiye göstermek.
- Takip ettiğiniz fakat birebir bağlantılı olmadığınız kişilerden gelen içerikleri de akışınızda daha görünür kılmak.
İçerik Üreticileri Neden Şikâyetçi?
Birçok içerik üreticisi, LinkedIn’deki erişimlerinin bir gün çok yüksek, ertesi gün ise oldukça düşük seviyelerde olduğunu söylüyor. Bu dalgalanmanın başlıca nedenleri şöyle özetlenebilir:
- Sürekli algoritma testleri: LinkedIn, farklı kullanıcı gruplarında içerik gösterim modellerini deniyor. Bu da istikrarlı erişim verilerini zorlaştırıyor.
- Yoğun rekabet: Platformda her geçen gün daha fazla kişi içerik üretmeye başlıyor. Bu da görünürlük yarışını artırıyor.
- Format öncelikleri: Bazı dönemlerde metin ağırlıklı içerikler, bazı dönemlerde ise video veya görsel odaklı gönderiler daha fazla öne çıkarılabiliyor.
LinkedIn Ne Hedefliyor?
LinkedIn’in temel amacı, kullanıcıların platformda daha fazla zaman geçirmesini sağlarken aynı zamanda profesyonel değer sunan bir deneyim yaratmak. Bu yüzden algoritma şu alanlarda daha hassas davranmaya başladı:
- Uzmanlık ve bilgi paylaşımı: Eğitim, ipucu, analiz, sektör değerlendirmesi gibi içerikler uzun vadede daha fazla avantaj sağlıyor.
- Topluluk ve tartışma: Yorum alanını canlandıran, farklı bakış açılarını tetikleyen gönderiler öne çıkıyor.
- İş fırsatları: Kariyer, iş ilanları, yetenek arayışı ve profesyonel iş birlikleri ile ilişkili içerikler, kullanıcı deneyiminin merkezinde tutuluyor.
LinkedIn’de Erişimi Artırmak İçin İpuçları
Algoritmanın dinamik doğası nedeniyle, LinkedIn’de sürdürülebilir bir görünürlük için stratejik hareket etmek şart. Aşağıdaki noktalar, güncel algoritma mantığına uyum sağlamanıza yardımcı olabilir:
1. Hedef Kitleye Odaklanın
Her paylaşımınızda “Bu içerik kim için değerli olacak?” sorusunu sorun. Belirli bir sektör, rol veya ilgi alanına hitap eden net odaklı içerikler, algoritma tarafından daha doğru kullanıcılara ulaştırılır.
2. Düzenli ve Tutarlı Paylaşım Yapın
Haftada birkaç kez, benzer temalarda ve belirli bir üslup ile paylaşım yapmak, hem takipçi kitlenizi hem de algoritmanın sizi konumlandırmasını kolaylaştırır.
3. Yorumları Teşvik Edin
“Siz ne düşünüyorsunuz?”, “Sizin tecrübeniz ne yönde?” gibi açık uçlu sorularla gönderilerin altında diyalog oluşturun. Uzayan tartışmalar, gönderinizin daha fazla kullanıcıya gösterilmesini sağlar.
4. Metin, Görsel ve Video Dengesini Kurun
Sadece metin paylaşımları yerine, zaman zaman özgün görseller ve kısa videolarla içeriklerinizi destekleyin. Farklı formatlar, farklı kullanıcı alışkanlıklarını yakalamanıza yardımcı olur.
5. Bağlantı Kalitesine Önem Verin
Bağlantı sayınızı artırmak önemli olsa da asıl farkı yaratan, alanınızla ilgili doğru kişilere ulaşmaktır. Sektörünüzde aktif olan profesyoneller, potansiyel müşteriler, iş ortakları ve uzmanlarla bağlantı kurmaya öncelik verin.
LinkedIn’in Geleceğinde Bizi Ne Bekliyor?
Veri odaklı çalışan LinkedIn, kullanıcı davranışlarından elde ettiği içgörülerle algoritmasını sürekli yeniliyor. Önümüzdeki dönemde:
- Daha gelişmiş yapay zeka tabanlı içerik önerileri,
- Kişiye özel öğrenme ve kariyer rehberliği önerileri,
- Topluluk odaklı, niş konularda daha küçük ama etkili etkileşim kümeleri
görmek mümkün olacak.
Bu değişimlerin ortak noktası ise net: LinkedIn, sosyal bir ağ olmanın ötesine geçerek, profesyoneller için vazgeçilmez bir bilgi, bağlantı ve fırsat merkezi haline gelmek istiyor.
LinkedIn algoritmasında yaşanan dalgalanmalar, çoğu zaman arka planda yürütülen testlerin ve strateji değişimlerinin sonucu. Kısa vadede erişim kayıpları hissetseniz bile, uzun vadede kaliteli, odaklı ve değer katan içerik üretimi her zaman kazanıyor.
Profesyonel kimliğinizi güçlendirmek, uzmanlığınızı görünür kılmak ve doğru kişilerle bağlantı kurmak için algoritmanın çalışma mantığını anlamak büyük avantaj sağlar. LinkedIn’in yönü net: Değer üreten, tartışma açan ve kariyer yolculuğunuza katkı sağlayan içeriklere daha fazla alan açılıyor.